Temmuz 2015’di. Güney Afrika’da çalıştığım sektörle ilgili bir fuar vardı. Bana da bu fuarın yolu görününce büyük bir iştah ve mutlulukla 5 günlük Johannesburg ve Cape Town gezisi programlarını oluşturdum. Güney Afrika çok uzun zamandır görmek istediğim bir ülkeydi ve sonunda bu istek gerçekleşecekti. 🙂
12 Ağustos gecesi TK40 seferli uçakla uzun bir yolculuğa koyuldum. Önceden check-in’imi de yaptığım için, cam kenarı koltuğumu da almıştım, kalkıştan hemen sonra, hostesden göz bandımı da aldım. Koltuğumu da hafifçe geriye yatırdım ve yaklaşık 12 saatlik bir yolculuk için gözlerimi kapattım. Çok sık uçak yolculuğu yaptığım için, uçuşlarımın büyük bir kısmını derin ve pürüzsüz bir uyku içinde geçirebiliyorum artık. Cam kenarı koltuk, göz bandı, yastık ve ince bir battaniye. Gözlerimi açtığımda ilk yemek servisi çoktan bitmişti, ikinci servis olan kahvaltım gelmişti. Johanessburg’a adım adım yaklaşıyorduk.
Yeni bir lokasyona gitmeden önce detaylı bir araştırma yapmayı düstur edinen ben, ne hikmetse Johanneburg ve Cape Town hakkında pek de dersime çalışamamıştım. Uçaktan indim, bavulumu aldım. Özellikle Johanessburg çok fazla tehlike arz eden de bir yer olduğu için dikkatli olmam gerektiği hususunda epey bir telkin edinmiştim. Havalimanında belki de kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği bir şeyi yaptım ve kendini taksici diye lanse eden sıradan bir siyahi arkadaşın 95 model Mercedes’ine binerek Johannesburg merkeze doğru yola koyuldum. Açıkçası araca bindikten bir süre sonra kafamda şoför ile ilgili soru işaretleri oluşmadı da değil. Şoföre bakıyorum, arabaya bakıyorum, aracı kullanış tarzına bakıyorum, konuşmalarına bakıyorum, sonra Allah’ım niçin bana böyle bir seçim yaptırdın diye kendime soruyorum 🙂 Tabi ben de boş durmayarak, İstanbul’dan geldiğimi, İstanbul’un da yer yer tehlike arz eden bir şehir olduğunu ve İstanbul’da yaşayan birinin, dünyanın her yerinde rahatlıkla yaşayabileceğinden bahsediyorum. Hatta onunla da kalmayarak askerlik yaptığımı ve süre zarfında silah kullanmayı ve bazı yakın dövüş tekniklerini öğrendiğimden de bahsederek, beni bir an önce otelime vukuatsız bir şekilde götürmesi gerektiğinin sinyallerini inceden inceye veriyorum 🙂
Otelimize de vukuatsız bir biçimde vardıktan sonra, 2,5 gün süresince kalacağım Johannesburg’da kendime bir tane şoför tahsis ettim. Sabah beni otelden alıyor, fuara götürüyor, oradan çıkışta da otele geri getiriyordu. Güven ortamını da tahsis ettikten sonra, haliyle Johanessburg daha da keyifli bir hale geliyordu benim için.
Açıkçası Johannesburg ile Cape Town’u karşılaştırmak, İstanbul ile Ankara’yı karşılaştırmak gibi birşey. Maalesef çok da fazla bir albenisi yok Johannesburg’un.
Johannesburg’da nerede kalınır?
Johannesburg’da kesinlikle Sandton isimli bölgede kalın, hatta o bölgenin de dışına da fazla çıkmayın. Şehrin en gelişmiş, en zengin, en medeni alanı burasıdır. İçinde çeşitli alışveriş merkezlerini de barındıran sevimli bir bölge. Hatta şehrin en iyi bölgesi de diyebiliriz.
Johannesburg otelleri konusunda size söyleyebileceğim en önemli şey; gittiğiniz zaman kesinlikle biraz bütçe ayırıp Radisson Blu, Intercontinental veya Hilton Sandton’da kalmanızı öneririm. Ben biraz merkezin dışında Marshalltown bölgesinde Mapungubwe Hotel’de kalmıştım. Fiyat olarak da gecelik 85-90 $ civarında idi. Son derece hoş bir 4 yıldızlı oteldi. Ancak hava karardıktan sonra dışarı tek başınıza çıkmanız mümkün değil bu bölgede. Sandton ise nispeten daha güvenli. Oteldeki teknik bir aksaklıktan ötürü internette sıkıntı vardı. Bende hem akşam yemeğimi yemek amacıyla, hem de internete girip, iş maillerimi kontrol etmek niyetiyle otel çıkış kapısına yöneldiğimde, otel resepsiyonistleri beni tabi ki de tek başıma dışarı bırakmadılar. Beyaz bir adam, elinde laptop çantası, Jo’burg’un orta şekerli bir mahallesi, hava kararmış… Yanıma verdikleri güvenlik görevlisiyle birlikte bir restorana gittik, beraber yemek yedik, ben de o esnada maillerimi kontrol etme şansı buldum.
Size uygun Johannesburg Otelleri için buraya tıklayabilirsiniz..
Hani bunun dışında şehirde en cazip ne buldun derseniz, boş bir vaktimde Johannesburg Hayvanat Bahçesine gittim. Buda zaten Jo’burg’da gördüğüm en iyi şey oldu. Daha önceleri İsviçre, Almanya ve İspanya’da hayvanat bahçesine gitmiştim. Ama Jo’burg’daki hayvanat bahçesi en ferah ve en güzel olanı idi. Ben çok beğendim. Girişte elinize kocaman bir harita veriyorlar. Elinizde harita, hafif serin bir hava, inanılmaz ferah bir alan, size yolda eşlik eden tavuskuşları ve kış mevsimi olmasına rağmen apaçık bir gökyüzü…
Johannesburg Gezilecek Yerler ve Johannesburg Yapılacak Şeyler listesi yapacak olursak;
Lion Park : Kesinlikle gidin, yavru aslanları kucağınıza alın, hatta onları besleyin. Biraz Jo’burg’un dışında kalıyor. Kişi başı ücret 13 $. Ben maalesef burası için çok niyetlendim, ancak zamansızlıktan dolayı ancak şehir merkezindeki Zoo’ya gidebildim.
Hop on Hop Off turları : Özellikle Jo’burg gibi toplu taşımanın da büyük problem arz ettiği bir lokasyonda, bu tarz organize bir turu kesinlkle tavsiye ediyorum. Turun fiyatı ise 10 $
South Western Townships : Nasıl Rio de Janerio’da kocaman bir favela bölgesi varsa, bu da Jo’burg’un devasal gecekondu mahallesi. Gecekondu diyip geçmeyin, son derece renkli ve düzenli, sıra sıra dizilmiş kocaman evler topluluğu. Tabi ki buraya da özel rehberli turlarla gidin münferit olarak yapılacak seyahatleri kesinlikle tavsiye etmiyorum. Kısa bir video size;
Nelson Mandela Köprüsü de şehirdeki en ünlü noktalardan biri. Açıkçası gündüz geçtiğiniz zaman estetik olarak pek de bir anlam ifade etmiyor ancak gece vakti ışıklandırma ile son derece güzel bir kimliğe bürünüyor.
Johannesburg Ne yenir ?
Yeme içme konusu ise G.Afrika’da son derece keyifli. Bol miktarda et ve balık restoranları var. Mutfak konusunda kesinlikle yabancılık çekmezsiniz.
Tavsiye edebileceğim Johannesburg restoranları ;
Ocean Basket Sandton : Şahane deniz mahsüllerini uygun fiyata tadabileceğiniz oldukça güzel bir mekan.
Hard Rock Cafe Johannesburg : Konseptini zaten tahmin edebiliyorsunuz. Güzel bir hamburger, kızarmış patates, soğuk bir bira ve tabi ki arka fonda çalan Jimmy Morrison.
Trumps Grillhouse and Buchery : Etler şahane, servis de çok başarılı. Lokasyon olarak da Sandton’da.
Johannesburg Gece Hayatı Nasıl?
Açıkçası Jo’burg koşullarında, akşam yemeklerinden sonra pek de dışarı çıkmayı tercih ettiğimi söyleyemem. Malum çok ciddi bir güvenlik problemi var şehirde. Ancak ben yurtdışında olursam, nerede olursam olayım bi’gece dışarı çıkmak isterim. Kaldığım otelin yakınlarında bulunan Reef Hotel – Roof Top Venue isminde güzel bir bar vardı. Otelin 16.katında bulunan bu güzel club’dan 360 derece Jo’burg manzarası izlenebiliyor. Müzikler de güzel. Tavsiye edilir. Giriş için herhangi bir ücret de talep edilmiyor.
Johannesburg Hava Durumu
Bu arada ben Güney Afrika’ya Ağustos ayında gittim. Hava epeyce soğuktu. Eğer yaz döneminde oralara yolunuz düşer ise, mevsimlerin ters olduğunu unutmayın ve mutlaka yanınızda kalın birşeyler götürün. Malum güney yarım küre 🙂
Cuma akşamı işimi bitirdikten sonra havalimanında Jo’burg misyonum son buldu. South African Airways ile yaklaşık 2 saat süren bir yolculukla ülkenin ve kıtanın en güneyine inme vaktim gelmişti. Ufukta Cape Town var. South African Airways uçakları güzel, yemekleri de son derece başarılı. İlk kez bir uçak menüsünde Macaron ikramı ile karşılaştım 🙂
Cape Town Gezisi
Johanesburg ile kesinlikle karşılaştırılmaması gereken bir şehir Cape Town. Bir defa okyanus kıyısında olması ve ikliminin daha ılıman olması zaten başlı başına beğeniyi arttıran sebeplerden biri haline gelmektedir. Uçaktan iner inmez zaten son derece modern bir havalimanı karşılıyor bizi. Cape Town Havalimanı şehir merkezi ulaşımı için de alternatifiniz daha bol ve çok daha güvenli. Havalimanından inip, bavulunuzu aldığınız esnada City Center Shuttles ibarelerini göreceksiniz. Bizdeki Havaş gibi bir sistem var. Ancak biraz daha farklı. 4-5 kişilik bir minibüs, sırayla tüm yolcuları gideceği yerlere kadar götürüyor.
Şehir olarak baktığınız zaman, son derece modern, çağdaş ve sıcak bir şehir Cape Town. Sahil şeridi ise inanılmaz derecede güzel. Yani sabahtan akşama kadar gönül rahatlığıyla takılabileceğiniz ve güvenlik sorunu olmayan cafeler, mağazalar var. Bu bölgenin ismi Waterfront olarak geçiyor. Cape Town’nun en güzel bölgesi diyebilirim. Bu bölge’de kendinizi Rotterdam limanında gibi hissedebilirsiniz. Şehrin en başarılı noktası diyebilirim.
Gelelim Cape Town Gezilecek Yerler özetimize;
Table Mountain ( Masa Dağı ), adından da anlayacağınız üzere şehrin en yüksek yeri. Tüm şehri izlemek için mükemmel bir manzara sunuyor. Teleferiğe kesin binin. Gitmeden dönmeyin.
Cape Point ise nam-ı diyar Ümit Burnu. Görülmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
Cape Town Ne Yenir ?
İşte geldik yazının en güzel kısmı olan Cape Town yeme içme noktalarına. Genel olarak bu şehir deniz ürünlerinin bolluğu ve ucuzluğu ile bilinir. Aynen öyle 🙂
Belthazar Grill and Seafood : Şehirdeki en güzel et ve balığı beraber sunan restoran. Şiddetle tavsiye ederim.
Savoy Cabbage Restaurant : Son derece nezih bir ortama sahip bir restoran. Öğlen yemeği için tercih ederim. Akşam yemekleri için ise her zaman deniz kenarı 🙂
Cape Town Oteller :
Cape Town nerede kalınır sorusunun cevabı Johanesburg’a göre çok daha basit. Cape Town daha güvenli bir şehir olduğu için nispeten merkezde beğendiğiniz herhangi bir otel için seçiminizi yapabilirsiniz.
Hotel Adderley Cape Town : Ben bu otelde kaldım. Lokasyon olarak son derece merkezi ve güzel bir yerdeydi. Gecelik olarak yaklaşık 100 $ verdiğim bu 4 yıldızlı otelden son derece memnun kaldığımı belirtmeliyim. Odanızın direkt içinde küvet – jakuzzi tarzı bir şey var. En üst katta otele ait ufak bir havuz da var. Yani roof- top konsepti içine havuz + şehir manzarasını dahil etmişler. Kahvaltı da oldukça başarılı. Fiyat ve detaylara Buradan ulaşabilirsiniz.
Taj Hotel Cape Town : Kaldığım otel lokasyonu itibariyle günde birkaç sefer bu otelin önünden geçmek durumunda kaldım. Gelecek sefer Cape Town’a gittiğimde kesinlikle bu otelde kalacağım. Albenisi oldukça yüksek bir otel. Gecelik konaklama bedeli ise 200 $ . Fiyat ve detaylara Buradan ulaşabilirsiniz.
Size uygun Cape Town Otelleri için buraya tıklayabilirsiniz..
Cape Town Gece Hayatı
Biraz da gece hayatına değinmek gerekirse, Cape Town’daki gece hayatının son derece hareketli olduğunu belirtebilirim. Şehirdeki tüm gece eğlencesi Long Street ve etrafında dönüyor. Her taraf bar, pub ve disco. Fiyatlar oldukça uygun. Mekanlar da son derece güvenli.
Cape Town gezisi son günümde, müşterim beni Stellenbosch adı altında hayatımda gördüğüm en özel yerlerden birine götürdü. Burası adından da anlaşılacağı üzere Cape Town’un Hollanda etkisi altında kalmış bir bölgesi. Bu bölge tamamen üzüm bağları ve şarap atölyelerinden oluşuyor. Hayatımda yediğim en keyifli öğlen yemeğini burada tatbik ettiğimi söylesem yanlış söylememiş olurum. En iyi şarapla, en iyi et birleşiyor, yanında şahane bir manzara, hafif hafif esen Güney Afrika rüzgarı. Daha ne ister ki insan !
Gitmeden bakmanızda yarar var : http://www.stellenbosch.travel/
Ben 2 şişe şarap aldım, bizim evin balkonuna yıllanmaya bıraktım. Özellikle açmıyorum ki, ilerleyen yıllarda dönüp baktığım zaman bana o muazzam Stellenbosch gününü hatırlatsın. Buralara kadar gidip de buraya uğramamak, büyük bir kayıp olur. Benden söylemesi 🙂
Bu arada son bir hatırlatma olsun. Cape Town hava durumu konusunda Johannesburg ile aynı olduğunu unutmayın. Güney Yarımküre’de ve mevsimler bize göre ters. Yani burada yaz iken orada kış oluyor. Kıyafet seçiminizi ona göre yapın efenim 🙂
Nihayet 5 günlük Güney Afrika maceramın sonuna geldim. Kısmet olursa Haziran 2016’da yine bu güzel ülkeye iş seyahati sebebiyle yeniden geliyor olacağım. Yepyeni Güney Afrika maceralarında görüşmek üzere !
Sevgiyle kalın,
Bizi sosyal medyadan takip edebilirsiniz:
https://www.facebook.com/dunyabuyuk
Bilgiler için çok teşekür ediyorum … Ama bu sayfanızın sürekli kendini yenilenmesinden dolayı kaçkere yazımdım silindi kısa borum yapıyorum başarılar