Kültür ve Sanat Başkenti Viyana

Dört ülke dört başkent sloganıyla yola çıktığımız Orta Avrupa turumuza ikinci durak olan Viyana ile devam ediyoruz. Önceden planladığımız gezi rotamızda Viyana’ya 24 saat ayırabildik. Çevremizden duyduğumuz “Viyana biraz sıkıcı, Viyana biraz pahalı“ söylemleri bu kararı almamıza sebep olmuştu ama 24 saatin bu şehre yeterli olmadığını yaşayarak öğrendik 🙂 Bizden sonraki gezginler için genel algıları değiştirebileceğimi umarak yazıya başlayalım…

Bir mart sabahından bir sonraki mart sabahına kadar olan bol koşuşturmalı sıfır uykulu Viyana turu sizlerle…

Öncelikle Hap Bilgilerle Viyana;

  • Viyana Avusturya’nın başkentidir
  • Para birimi Euro (€)
  • İstanbul-Viyana arasındaki saat farkı 1, Türkiye’den 1 saat geride
  • Kış ayları ortalama sıcaklık 3-4 °C. Yaz ortalaması ise 18-19 °C
  • İstanbul’dan uçuş süresi yaklaşık 2 saat 30 dakika
  • Birçok Avrupa şehrinden otobüs ile Viyana’ya geçiş yapabilmek mümkün. Biz Budapeşte’den Viyana geçtik.
  • Budapeşte Népliget otobüs terminalinden Viyana Erdberg Uluslararası Otobüs terminaline ulaşım süresi yaklaşık 3 saat 20 dakika
  • Avrupa içerisinde otobüs kullanılarak ulaşım düşünenlere ilgi alaka ve konfor açısından kesinlikle tavsiyem Regiojet firmasıdır. Genel olarak otobüs yolculukları Türkiye’deki tarzda. Tek fark otobüslerin çoğunda tuvalet olması dolayısıyla mola verilip Afyon dinlenme tesisinde bir sucuk ekmek yiyelim klişelerini gerçekleştiremiyorsunuz
  • Viyana şehir metro hattı birçok Avrupa şehri gibi gayet yeterli ve kolay. Erdberg Uluslararası Otobüs Terminali’nden U3 metro hattıyla 10 dakikalık kısa bir sürede merkez konumundaki Stephanplatz’a ulaşabilirsiniz.

Viyana Gezilecek Yerler;

  • Hofburg İmparatorluk Sarayı
  • Aziz Stefan Katedrali (Stephansdom)
  • Hundertwasser Evi
  • Museumsquartier
  • Graben Caddesi (Alışveriş caddesi)
  • Veba Sütunu
  • Avusturya Parlamento Binası
  • Schönbrunn Palace
  • Sanat Tarihi Müzesi (Kunsthistorisches Museum)
  • Adalet Sarayı (The Supreme Court of Justice)
  • Ringstrasse
  • Viyana Doğa Tarihi Müzesi

Viyana’da Konaklama

Viyana’yı gezenleriniz bilir Graben Caddesi şehrin merkezi konumunda. Hofburg İmparatorluk Sarayı, Museumsquartier ve Aziz Stefan Katedrali gibi turistik noktalara oldukça yakın. Ayrıca belirtmek isterim ki bu bölgedeki otel ve hostellerin imkanları Avrupa standartlarının çok üzerinde. Bu nedenle konaklama için bu bölgeyi tercih etmenizi öneririm.

Konaklama seçenekleri için linki buraya bırakıyorum.

24 Saatte Viyana;

Viyana’ya öğlen saatlerinde vardık. U3 metro hattını kullanarak Stephanplatz’a ulaştık. Metro merdivenlerinden günışığına ulaştığınızdaki manzara aslında Viyana’nın nasıl bir şehir olduğunu özetler biçimde. Muhteşem mimarisi ve tüm ihtişamıyla Aziz Stefan Katedrali tam karşınızda duruyor. Hemen katedralin içerisini merak edip kapıya doğru yöneliyoruz.

Önceki Budapeşte yazımda bahsettiğim gibi maps.me uygulamasındaki haritayı açarak katedralin etrafından Graben Caddesine doğru ilerliyoruz. Graben Caddesi Viyana’nın imza caddelerinden biri. Ünlü ve pahalı markaların alışveriş mağazalarının olduğu hareketli bir merkez. Cadde üzerinde 1679 yılında kenti kasıp kavuran büyük veba salgını sırasında ölen 76.000 kişinin anısına yapılmış Veba Sütunu yer alıyor. Barok sanatının önemli bir örneğini arkamızda bırakarak birkaç sokağın kesişim noktası olan Hofburg İmparatorluk Sarayı’na ulaşıyoruz. Hofburg Sarayı içerisinde Kraliyet Şapeli, Augustinian Kilisesi, Ulusal Kütüphane, İspanyol Binicilik Okulu ve birçok avlu barındıran bir yerleşke konumunda.

Sanatın Kalbi Museumquartier;

Bu nokta Viyana’nın merkezi konumunda ve bahsettiğim gibi iç içe yer alıyor. Saray bahçelerinde eski dönem kıyafetleriyle hizmet veren fayton turları turistlerin ilgi odağında. Kültür sanat başkenti olarak düşündüğümüz Viyana’ya müzeler merkezi olan Museumsquartier noktasına geçerek keşfetmeye devam ediyoruz. Museumsquartier bölgesinde Leopad Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi, Kunsthalle Wien Müzesi gibi daha birçok önemli müzeye ev sahipliği yapıyor. Zaman aralığımız dar olduğu için bizim tercihimiz Modern Sanatlar Müzesi oldu. Giriş ücreti olarak 11€ ödeyerek 20.-21. Yüzyıl sanat eserlerini inceleme fırsatı yakaladık. Vakit problemi olmadan bu bölgedeki müzelerin tadını almadan geçmeyin derim.

Viyana Adalet Sarayı;

Sonraki durağımız; hemen hemen hiçbir gezi yazısında bulunmayan Viyana’da görmeden olmaz dediğim Adalet Sarayı (The Supreme Court of Justice). Müzeler bölgesine beş dakikalık mesafede olan Viyana Adalet Sarayı aktif olarak çalışmakta ve müze konumunda değil. Bu yüzden giriş kısmında turist yoğunluğu ve müze ifadeleri bulunmuyor. Bu durum içerisini gezebileceğim konusunda tereddüt etmeme neden oldu. Fakat girişte tanıştığım avukatın yardımıyla ziyaret konusunda bir yasak olmadığını öğrendim. Burayı görmek isteyenler tereddüt etmeden gönül rahatlığıyla kapıya yönelebilirsiniz. İçerisi gerçekten büyüleyici. Aktif çalışmanın olduğu eşsiz binada turist olarak kaybolmak çok keyifli bir deneyim olduğunu söylemem gerekir. Binanın en son katında bulunan justice cafe’de manzara eşliğinde kahve yudumlayıp binadan ayrılıyorum.


Adalet Sarayı (The Supreme Court of Justice)

Viyana’da Ne Yedik? Tabi ki Şnitzel:)

Viyana’dayız ve acıktık. Doğal olarak ayaklarımız kendiliğinden şnitzele doğru gitmeye başladı 🙂 Figlmüller restoranı şnitzel için tercihimiz oldu. TR’deki EUR kuruyla çarpmazsanız 14€ ya mutlu mesut karnınızı doyuruyorsunuz 🙂

Bu konuda birçok tavsiyeye ulaşabileceğiniz için uzun uzun şnitzeli anlatma taraftarı değilim. Fakat Türkiye’dekilerden iki ya da üç tık daha lezzetli olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.


Ringstrasse

“Başkalarının bizden farklı biçimde hareket ettiğini, yaşadığını ve farklı şeyler deneyimlediğini anlamak ve bundan dolayı mutlu olmak değil midir sevgi?“

Nietzsche’nin bu cümlesini düşünerek Ringstrasse caddesinde Viyana’yı daha bir seviyorum. Fazlasıyla temiz ve düzenli sokaklar, kargaşadan uzaklık, çevredeki canlı-cansız her unsura saygılı halk oldukça etkiliyor bizi.

Bu düşüncelerle yolumuza Hundertwasser Evi ile devam ediyoruz. Ekspresyonist mimarinin tüm özelliklerini yansıtan yapıda halen aileler yaşadığından içeri girip gezmek mümkün değil. Fakat bizim gibi bina dışından renkli fotoğraf kareleri yakalayıp buradan ayrılabilirsiniz.


Hundertwasser Evi

Maceramızın üçüncü durağı olan Prag şehrine geçmeden önce otobüs saatimizi Hofburg İmparatorluk Sarayı’na yakın bir noktadaki “1516 Brewing Company“ adlı barda beklemeye koyuluyoruz. Viyana halkının çok geç saatlere kalmadan uykuya çekildiğini düşünürsek gece ikiye kadar açık olan bu mekanda leziz el emeği göz nuru “craft“ biraları denemeden ayrılmıyoruz.

1516 Brewing Company

Ezcümle;

Viyana sokaklarına ait en önemli gözlemlerimi aktarmadan yazıyı bitirmek istemiyorum.

Birincisi; Viyana’da bilindiği üzere çok fazla sayıda Türk yaşamakta. Yolda yürürken kolunuzu çarptığınız kişinin Türkçe konuşuyor olma olasılığı oldukça yüksek. Bunun bir avantajı; kaybolma, bir yeri arama gibi sorunlarınız olmuyor. Türkçe olarak sorabileceğiniz, derdinizi anlatabileceğiniz insan bulmak çok kolay oluyor. Diğer yandan ise; malum biz Türkler yurtdışında nasılsa kimse bizi anlamaz deyip rahat rahat Türkçe konuşuruz, makara yaparız. Bu durum için biraz dikkatli olmakta fayda var 🙂

İkincisi ise; havanın kararmasıyla sokaklar tenhalaşarak dans kursu salonlarının kalabalıklaşması, opera ve tiyatro gibi etkinliklerin önünde uzun kuyruklar oluşması “kültür-sanat başkenti“ sözünü gerçeğe dönüştürüyor. Sanırım Viyana için şu ünlü sözü dile getirebiliriz;

Her biçimiyle dans etme soylu eğitiminin müfredatından kesinlikle çıkarılmamalıdır: Ayaklarla dans, fikirlerle dans, sözcüklerle dans… Kalemle dansı da eklememe gerek var mı?

Dipnot: Bu şehir için 24 saat bize çok az geldi umarım bir daha görüşürüz Viyana! diyerek Prag’a doğru harekete geçtik. Prag yazım çok yakında…

Dört Ülke Dört Başkent yazı dizisinin ilk durağı Budapeşte yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Hakkında Erkan Ulman

• İzmir’de doğan • İzmir, Manisa ve Ankara’da yaşamış • Hacettepe Kimya Mühendisliği mezunu • Her daim müzik dinleyicisi • Davranışsal iktisat meraklısı • Gözlem yapma aşığı • Şu sıralar biraz blues ve roman

Bunu okudunuz mu?

Fethiye Gezilecek Yerler

İnsanoğlunun aklına tatil denince ilk akla gelen deniz, kum, güneş üçgenin buluşması gelir. Malum yoğun, …

Madrid Gezilecek Yerler

Bu şehri anlatmaktan da yazmaktan da asla bıkmam gibi geliyor, yeri bizde bir ayrı. Cerenle …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.