Baştan Sona Paris Gezisi / Fransa

O kadar güzel bir şehir ki bu Paris, benim gibi bu şehre önyargılı ve gezme listesinin en sonuna atmış bir insanı bile 3 günde kendine aşık etmeyi başardı.. Ceren’in Paris’teki toplantısı bize de Paris’i görmeye bahane oldu ve Cuma-Pazar 3 günlüğüne baştan sonra bir Paris gezisi yapıverdik.

Paris 1

Öncelikle Hap bilgilerle Paris Gezisi;

  • Para birimi Euro (EUR)
  • İstanbul – Paris Saat farkı: -1 , Türkiye’den 1 saat geride
  • Paris Hava Durumu: Yaz aylarında bol güneşli, Yıl ortalaması İstanbul gibi diyebiliriz.
  • EUR kurundan ötürü İstanbul’dan daha pahalı, gerçi İstanbul’un artık pek aşağı kalır yanı yok ama 🙂
  • Havalimanı merkez ulaşımı otobüs ile yaklaşık 30-40 dk 11 EUR
  • Süper bir metro ağına sahip, merkezi yürüyerek gezme imkanınız var, isterseniz de her yere metro ile kolayca ulaşabilirsiniz.
  • 2-3 günde müzelerin içi hariç şehir tamamen gezilebilir, Müzeler için ise her birine ortalama yarım veya 1 gün ayırmak lazım.
  • Merkezde oteller çok pahalı, biraz dışarı çıkmaktan korkmayın. Hem daha kaliteli hem de ucuza konaklayabilir ve metro ile şehir merkezine hızlı ve kolayca ulaşabilirsiniz.

İstanbul’dan Paris’e gitmek için öncelikle 3 saat 40 dakika uçuş yapmanız gerekiyor. Bu hatta uçan yolcu sayısı epey fazla olduğundan Türk Hava Yolları genel olarak geniş gövdeli uçaklar kullanıyor ki bu bize konforlu bir uçuş sağlıyor.

Artık Paris Charles de Gaulle havalimanına indik. Bizim şansımıza mıdır bilmiyorum ama inanılmaz bir pasaport kuyruğu ile karşılaşıyoruz. Bu anlamda CDG havalimanı dünyanın en büyük merkez havalimanlarından biri ve neredeyse her yere bağlantı veren bir havalimanı olduğundan gerçekten çok fazla bir yolcu yoğunluğu göreceksiniz bu sizi korkutmasın 🙂 Yönlendirme tabelalarını takip edip, biraz Fransız yetkililere söylendikten sonra pasaporttan geçiyoruz. 🙂

Paris 2

Havalimanından şehre ulaşmak için en iyi ve ucuz yol Roissy Bus isimli otobüsleri kullanmak. Bu otobüsler bizim terminalimizin hemen çıkış kapısından kalkıp direk olarak Paris’in merkezi diyebileceğimiz Opera meydanına gidiyor. Yolculuk trafiğe bağlı olarak 30-50dk kadar sürüyor. Fiyat ise 11 EUR. Otobüs biletini bindiğiniz duraktaki makinadan kredi kartıyla alabiliyorsunuz.

Öncelikle kısaca kalınacak yer konusundan bahsetmek istiyorum. Biz gitmeden çok kararsız kaldık ve en sonunda merkeze pek uzak olmayan ortalama bir otelde karar kıldık. Sacre-Coeur Kilisesine yürüyüş mesafesinde Hotel de Flore de konakladık. Detaylara Buradan ulaşabilirsiniz. 3 yıldızlı ortalama bir otel burası. Avrupa’yı gezenler bilirler Avrupa şehir otelleri genel olarak çok eski ama buna rağmen pahalıdırlar, bu da onlardan fakat bizim gibi sadece gece 3-5 saat uyumak için otel odasını kullananlara bu pek te bir problem yaratmıyor.

Bu merkeze uzaklık konusu inanın Paris’te hiç problem değil, metro ağı çok yaygın ve pratik. Bu nedenle otelinizi merkezde seçip dünya kadar para ödeyeceğinize, merkezin hemen dışına doğru daha iyi bir otelde daha ucuza konaklayabilirsiniz. Tek kriter o otelin metro girişine yakınlığı. Bana güvenin bu konuda 🙂 Paris haritada göründüğü kadar büyük bir yer değil..

Paris metro

Gelelim yavaş yavaş Paris’te neler yapacağımıza. Önce her zamanki gibi çarşaf listeyle başlayalım;

Paris Gezilecek Yerler, Görülecek Yerler ;

  • Sacre Coeur Kilisesi, Ressamlar Tepesi
  • Moulin Rouge
  • Opera Meydanı
  • Louvre Müzesi
  • Tuileries Bahçeleri (Jardin de Tuileries)
  • Notre Dame Kilisesi
  • Concorde Meydanı
  • Chams Ellysee Caddesi
  • Arch de Triomphe
  • Eiffel Kulesi
  • D’Orsay Müzesi
  • Lüxemburg Bahçeleri

Paris’te Ne yenir?;

  • Le relais de L’entrecote (Antrikot)
  • Küçük büfelerden krep
  • Soğan Çorbası
  • Fondue
  • Ladure (Macaron ve bilimum tatlı 🙂 )
  • Cafe de Flore’de bir kahve

Ne demiştik, havalimanından Opera Meydanına otobüsle ulaştık, otelimize yerleştik. Şimdi size 2 günlük bir yürüyüş rotası çıkardım toplamta 17 km civarında tutuyor bu rota yürüyerek. Aralara girip çıktın derken ortalama 20km diyebiliriz. Tabi bu mesafeleri bisiklet kiralayarak ta katedebilirsiniz. Bu bizim yaptığımıza çok yakın bir rota. Siz bu gezilecek yerlere göre kendi rotanızı çizebilirsiniz.

Yazınının en başında da belirtmiştim ya hani bu Paris benim aklımı başımdan almaya yetti. Hep şunu duyardık, pis memleket abi, çiş kokuyo falan.. İnanın bana yok öyle bir şey.! İstanbul’un kalabalık yerleri ne kadar pis ise burası da o kadar pis, İstiklal’in ara sokakları ne kadar çiş kokuyorsa Paris de o kadar kokuyor. Gözünüzde büyütmeyin derim.

Bunun yanına çok iyi bakılmış ve korunmuş bir şehir çıkıyor karşınıza. Merkez bölgede bina kat sınırı olduğu için yüksek bir yerden baktığınızda ortalama 4-5 katlı binaların çatılarından oluşan adeta düm düz bir deniz görüyorsunuz. Böyle bir manzara için size önerebileceğim 2 yer var. Opera’ya çok yakın olan dünyanın en meşhur mağazalarından biri olan Gallerie La Fayette’in terası ve Sacre Coeur Kilisesi’nin bahçesi. Buralardan harika Paris manzarası izleyebilirsiniz. La Fayette demişken; bu mağazayı görmeden gelmeyin derim, YKM tadında ama tüm markaların Gucci, Prada ayarında olduğu bir mağaza düşünün, öyle 🙂 İçeride parası bol Çinli ve Koreliler dolu lüksün vücut bulmuş hali burası. Usanmadan son kata çıkarsanız bir yemek salonu ve onun üstünde de manzara izleyebileceğiniz bir terası var. Terasa muhakkak çıkın derim..!

La Fayette

Yürüyüş rotamıza bağlı kalarak Sacre Coeur Kilisesi ve Ressamlar Tepesi’nden gezmeye başlayalım. Burası yüksek sanat dokunuşlarıyla inşa edilmiş gerçekten çok büyüleyici bir kilise. Bahçesinden ise muazzam bir Paris manzarası izleyebiliyorsunuz. Bu manzara da adamı gerçekten ya şair ya ressam yapmaya yeter 🙂

Bu arada burada top sektirerek gösteri yapan abiyi de mutlaka izleyin. Ben böyle bir şey görmedim..

futbol

Tepeden aşağı doğru parka ve oradan hediyelik ürünler satan çarşıya doğru yürüyoruz. Buralardan hediyelik birşeyler alabilirsiniz. Bu hediyelik şeyler Paris’in her yerinde bulabilirsiniz. St. Michael’de daha ucuza satılıyor bilginiz olsun. 🙂

Buralarda biraz bakınıp meşhur Moulin Rouge’a doğru devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi Nicole Kidman’ın oynadığı Moulin Rouge filminden sonra bu pavyonun ünü Dünya çapına ulaşmış. O yüzden de buradaki gösterilerin biletleri epey pahalı. Eğer böyle bir planınız var ise şimdiden bakmaya başlayabilirsiniz. Mekan dışarıdan çok şekil 🙂

IMG_4166

Buradan yönümüzü Paris’in merkezi olan Opera Meydanı’na çeviriyoruz. Yukarıda bahsettiğim La Fayette yolumuzun üzerinde olacak ve ara durak olarak oraya uğrayabilirsiniz.

Opera Meydanı

Opera Meydanı, nispeten kalabalık ama keyifli bir meydan. Opera’nın önünde her daim kalabalık ve sokak şovları yapan sanatçılar oluyor. Merdivenlere oturup kısa bir dinlenme molası için ideal bir yer.

Opera

Opera’dan yaklaşık 10dk yürüyüşle benim gördüğüm en güzel yapı olan Louvre Müzesi’ne ulaşabiliyorsunuz. Dünyanın en önemli eserlerinin bulunduğu Louvre Müzesi’nin piramitlerin olduğu bahçesi, görkemi ve ihtişamıyla gerçekten beni benden aldı.

louvre 1

 

louvre 2

 

Louvre’un içinin gezilmesi için minimum 1 gün süreye ihtiyaç olduğundan biz hakkımızı bir sonraki turumuza sakladık ve Tuileries Bahçeleri (Jardin de Tuileries) ne attık kendimizi.

Paris’in ortasında Seinne nehrinin hemen kenarındaki bu devasa parka bayıldık. Bank yerine koydukları aşırı rahat, şezlong tadındaki sandalyelere oturup 1 saat kadar güneşin ve harika yeşilliğin tadını çıkardık burada. Bu Paris çok keyifli yer üstadım 🙂

1 saat yayma molasından sonra Champs Ellysee (Şanzelize) Caddesi’ne doğru yürümeye devam. Yaklaşık 10 dk sonra Concorde Meydanı’ndan Şanzelize’ye giriyoruz. Meydanda seyyar bir krepçi ve dondurmacı var. Biz de tüm turistlere kapılıp denemek için birer tane alıyoruz. Fena değil 😉 2 EUR civarında Paris’in her yerinde krep alabiliyorsunuz. Nutellalı muzlu falan isterseniz 4-5 EUR olabiliyor. Hemen hesap yapmayın 3×5 = 15 TL oha! Falan. Bu hesap Avrupa tatillerine bunalıma girmenize ve kendinize tatili zehir etmenize neden olacaktır. Gittik artık Paris’e yapacak bişey yok deyin ve akışına bırakın 🙂 Dönüşte ödersiniz 🙂

concorde

Şanzelize Caddesi devasa genişlikte sağlı sollu mağaza ve kafelerin bulunduğu keyifli bir cadde gerçekten. Ama inanın bana bizim Bağdat Caddesi’nin Şanzelize’den aşağı kalır hiçbir yanı yok. Hani abartıldığı kadar büyüleyici değil, sadece keyifli diyelim 🙂

Hava güzel olduğu için inanılmaz bir kalabalık vardı biz gittiğimizde ve zaman zaman yürümekte zorlandığımız doğrudur.

champs

Buradaki kafelerde fiyatlar biraz pahalı. Hani Şanzelize’de bir kahve içtim demenin bedeli ortalama 8-12 EUR. Yani bu deyiş, havasından değil parasından bence 🙂 Size bir pazarlama dehası olan Louis Vuitton mağazasını da göstereyim. Hani bedava mı dağıtıyorlar bilmiyorum ama içeri sırayla alıyorlar. 🙂

Lous vuitton
Bedava çanta dağıtıyorlar, sıra ondan sanırım 🙂

Burada size mutlaka en azından görmenizi tavsiye edeceğim Ladure Pastanesi var. Caddenin sol tarafında olan bu pastaneyi önündeki kuyruk nedeniyle kolayca bulabilirsiniz 🙂 İçerisi şekerden bir masal dünyası gibi. Onlarca çeşit macaron ve tatlı var bu dükkanda. İçeriye girerken kapıda biri size çeşitlerin yazılı olduğu bir menü broşür veriyor ki içeride fazla oyalanmayın beklerken bakın diye. Fiyatlar ucuz olmasa da gözünüzü korkutmasın. Macaron’un tanesi ortalam 2 EUR kadardı sanırım. Ne demiştik? Acımayın, hayatı es geçmeyin 🙂

Bu arada hemen o sokakta meşhur antrikotçu Le relais de L’entrecote (Antrikot) var. Fakat biz yemeği burada değil St. Germain Caddesi’ndeki şubede yiyeceğiz. En azından kuyruk uzunluğu buranın yarısı:)

Ladure’dan macaronlarımızı alıp Şanzelize’nin sonuna Arc de Triomphe’a (Zafer Takı) doğru yürüyüşe devam ediyoruz. İsterseniz 8 EUR karşılığında bu gösterişli yapının üzerine çıkıp Paris manzarası izleyebilirsiniz. Ya da bizim gibi vay be! baya iyimiş deyip bir fotoğraf çekilip Eyfel Kulesine doğru yolunuza devam edebilirsiniz 🙂

Arc

Bu arada Kusmi Tea isimli meşhur bir çay markası var. Bilen vardır belki. Rus kökenli Paris merkezli bu markanın büyük bir mağazasını yine Ladure’un sırasında bulabilirsiniz. Çok ilginç ve binbir çeşit çay satılan bu yerde çay tadımı yapabilir, beğendiğinizi alabilirsiniz. Bence bir uğrayın derim, vay arkadaş bu kadar çeşit çay mı varmış dersiniz en azından 🙂

Eiffel Kulesine doğru giderken yolda Seine nehrinde bir tekne turu yapasımız geldi ve Eifel’in hemen yanında bulunan istasyondan 1 saatlik Seinne  turu satın aldık. Fiyatı kişi başı 14 EUR. Muhakkak tavsiye ediyorum bu turu yapmanızı. Gerçekten dinlendirici ve keyifli. Bu noktada birçok firma var. Artık seçip beğenip alabilirsiniz turunuzu. Bunların yemekli olan gece turları da var, fiyatları 100 EUR civarında içeriğe göre değişiyor. Artık canınız hangisini isterse.

Şimdi sıra geldi görülecek en bomba yer olan Eifel Kulesi’ne. Evet metal bir kule, yani pek romantik te sayılmaz ama çevresindeki parkı ve keyifli kalabalığıyla birkaç saat çimlerde oturup birşeyler içilesi bir yer burası. Yanınıza ufak atıştırmalık ve içecek bir şey alıp gitmenizi öneririm. Ha yok almadık derseniz de özellikle Hintliler işporta tadında ne isterseniz size satıyorlar.

eiffel 2

Kuleye çıkmak için biz gittiğimizde pek sıra yoktu. Biletler durumlara göre değişkenlik gödteriyor fakat ortalama 10-15 EUR diyebilirim. Önceden alırsanız rahat edersiniz. Buraya tıklayarak resmi bilet alım sayfasına ulaşabilirsiniz.

Eyfel kulesinin çimlerinde keyifli bir dinlenmenin ardından birşeyler yemek için daha önceden bulduğumuz buraya çok yakın bir restorana gittik. Size de tavsiye edebilirim. Mekan, Eiffel parkının (Champ de Mars)  hemen bittiği yerde Le Piquet isimli küçük ama popüler bir mekan. Restoran detaylarına buraya tıklayarak bakabilirsiniz.

Le Piquet

Bu noktadan sonra aslında minimum tam bir gün bitmiş oluyor. Siz yürüyüş ve metro kombinasyonunu kendinize ve zamana göre yapabilirsiniz. Geriye görmemiz gereken D’Orsay Müzesi, St. Germain, St. Michael, Notre Dame ve Lüxemburg Bahçeleri kaldı.

2. Gün
2. Gün

Şimdi bu kısımda ufak bir karşılaştırma yapalım. İstanbul’da İstiklal Caddesi mi? Bağdat Caddesi mi?

İşte Paris’te bu anlamda St.Germain ve Şanzelize arasında seçim yapabilirsiniz. Şanzelize tamamen turistler ve kalabalıkla dolu iken St. Germain caddesi oranın kalburüstü Fransızlarının takıldığı, keyifli mekanların yer aldığı bir bölge. İşte yukarıda da demiştik ya, biz de buradaki Le relais de L’entrecote (Antrikot)’a gideceğiz. Bir güzel afiyetle Antrikot yiyeceğiz.

Mekana gittiğinizde öncelikle uzun bir kuyrukla karşılaşabilirsiniz, şaşırmayın ve korkmayın. Mekanda çok masa var ve sirkülasyon hızlı (Bkz. Sultanahmet Köftecisi ) 🙂 15-20 dk kuyruk bekledikten sonra mekana adımımızı atıyoruz. Mekanda yiyebileceğiniz tek ana yemek özel soslu Antrikot. Elle yazılmış bir şarap ve içecek menüsü alıyorsunuz ve geri kalanı fix menü olarak önünüze geliyor.

Öncelikle balsamik soslu bir salata ile başlayıp ardından gelen nefis mi nefis antrikotu mideye indiriyoruz. Burada küçük bir hatırlatma. Antrikotu tabağınızda soğumasın diye 2 parça halinde size servis ediyorlar. Yani ilk geleni görünce bu kadarcık mı diye şaşırmayın.

Yemeğin ardından da birer tatlı yedik mi, işlem tamam. Creme Brulee tavsiyemizdir, ben ki karamel sevmeyen insan onu bile sevdim. Antrikot 26.50 EUR. Sizler için hesap fişini de paylaşıyorum.

Antrikotu da yedikten sonra sıra St. Michael’de. Bu bölge daha çok gençlerin takıldığı, kafe ve barlardan oluşan küçük ve çok hareketli bir bölge. Sarar mı bilmiyorum ama dar sokak aralarında dolaşmak gerçekten keyifli. Görmeden gelmeyin derim.

Ufak bir hatırlatma; St. Michael meydanında çok kalabalık olan bir kafe restoran var adı Le Saint Severin. Oraya oturmayın 🙂 inanılmaz terbiyesiz garsonlar ve uçuk fiyatlar var.! Tam bir turist silkeleme mekanı. Bizden küçük bir tavsiye olsun.

Son durağımız meşhur mu meşhur, adına aşk hikayeleri olan Notre Dame Katedrali. Bu katedral gerçekten çok görkemli ve güzel bir yer. Gothik mimarinin önemli eserlerinden olan bir katedral burası. Özellikle gece manzarası harika. Gündüz gezmeye gitseniz de gece de bir uğrayın derim.

notre dame

Paris gezisi yazısını Victor Hugo’nun meşhur romanı Notre Dame de Paris’ten uyarlanan müzikal’den çok sevdiğim bir bölümle bitirelim.

Bu Paris’e biz bayıldık. Bizim gibi bu şehirle ilgili önyargıları olanlarınız varsa ona bir şans tanıyın, inanın çok memnun kalacaksınız..

Şimdiden iyi seyahatler..

 

Paris Gezilecek Yerler ve Hap bilgiler yazımıza Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz..

Melih BİLDİREN

 

Bizi sosyal medyadan takip edebilirsiniz:

https://www.facebook.com/dunyabuyuk

https://instagram.com/dunyabuyuk/

https://twitter.com/dunyabuyukcom

Hakkında Melih

Çanakkale’de doğmuş, hayatının 20 yılını İzmir’de geçirmiş, İstanbul’da yaşayan, D.E.U. İşletme Fakültesi Mezunu, Pazarlama İletişimi neferi, Havacılık tutkunu, Motosiklet aşığı, Pozitif, Gülmeyi ve konuşmayı seven, Ceren’in eşi,

Bunu okudunuz mu?

Atina Gezilecek Yerler

Atina’yı ilk gördüğümde “Ana! İzmir’in aynısını yapmışlar” demiştim 🙂 İşte bu şehir tamamen bizden biri …

Fethiye Gezilecek Yerler

İnsanoğlunun aklına tatil denince ilk akla gelen deniz, kum, güneş üçgenin buluşması gelir. Malum yoğun, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.